• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/ktdgokmen
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=05347896126
  • https://twitter.com/Kucuktasdemir
  • https://www.instagram.com/gokmenktd/
  • https://www.youtube.com/channel/UC2oheUfhR7iDi5hqG-_1HfA?view_as=subscriber
Site Menüsü
Linkler
Site Haritası

Arnavutluk

 

 

Avrupa'nın en uzun

teleferiği Tiran'da

 

Arnavutluk'un başkentinde dağların üzerinde uzanan 4 bin 300 metre uzunluğundaki teleferikte yolculuk yaptık. Aklımıza ilk gelen, İzmir'in neden hala teleferiğine kavuşamadığı oldu

 

MAKEDONYA'NIN güzel kenti Ohri'de aynı adı taşıyan gölün kıyısında bir oteldeyiz. Penceremi örten perdeden içeri güneş sızarkan, yeni bir ülkeyi daha tanıyacak olmanın heyecanıyla açıyorum gözlerimi. Göl manzaralı kahvaltımın ardından ıhlamur kokan kenti terk ederken içim biraz buruk. "Acaba bir kez daha bu şehrin havasını soluyabilecek miyim, eğer nasip olur da tekrar gelirsem Ohri Gölü'nün serin sularına kendimi bırakabilecek miyim?" diye düşünüyorum...

KARTALLAR ÜLKESİ

Yol, bizi Osmanlı'dan kalan camiler, tekkeler, köprüler arasından Arnavutluk'a doğru taşıyor. Kiliseler ve tarihi yapılar yol üstünde bizi selamlıyor. Her molada geçmişe gidip geliyoruz sanki... Her mabedin, binlerce insanı ve dolayısıyla binlerce düşünceyi kendine çekerken hepsini tek bir yola çağırması ne ilginçtir. Ve ne ilginçtir bu tek yolun farkında olmayan milyonlarca insanın yüzlerce yıldır birbirleriyle savaşması...


Barış içinde Arnavutluk sınırından geçiyoruz. Bizi ilk karşılayan Arnavutluk'un 36 ilinden biri olan Elbasan. Ekibimizdeki herkes elbasan tava yemeğini biliyor ama bu kentten habersiz. Ancak bu kente ulaşan yolu görünce bunun normal olduğunu anlıyoruz. Çünkü dağlar arasındaki bu kente ulaşmak ve buradan başkent Tiran'a gitmek bir felaket. 3-4 saat süren yol inişler-çıkışlar ve bitmeyen virajlarla dolu. Bir ara yolun her iki tarafınında uçurum olduğunu bile gördük. Sonra, bu kente adını bir daha buraya gelmemek üzere kutsal kitaba "el basan" biri tarafından verilmiş olabileceğini kavradık... Tiran'ın ışıklar göründüğünde hepimizin bir 'oh' çektiğini hatırlıyorum.

Otele vardığımızda saat 23.00 geçiyordu ve restorana çıkıp yemek yemek istediğimizi söylediğimizdeki garsonun şaşkın ifadesini de hiç unutmayacağım.

KOMÜNİZM MİMARİSİ

Ülkedeki 2 milyon 600 bin kişinin yaklaşık 495 bini Tiran'da yaşıyor. Ülke ekonomisinin çarkları da yine öncelikle Tiran'da dönüyor. Şehrin adı eski Yunanca'da 'mutlak güç sahibi yönetici' anlamında. Tiran, Dalmaçya Denizi'ne kıyısı olmamasına rağmen, Arnavutluk'un sahil kesimine ulaşmak için en uygun geçiş noktası. 40 dakikada deniz kenarında olabiliyorsunuz. Denizi güzel ve uzun bir kumsala sahip...


Kaldığımız otel, dev meydanın hemen önünde. Gece, yemekten sonra biraz geziyoruz. Uzun yıllar komünizm sistemiyle yönetildiği için devlet kurumları bir yerde, sanat kurumları bir yerde ve okullar bir yerde toplanmış. Ve hepsi genelde kentin merkezinde... Şehir, çok güzel bir opera binasına sahip... Bu arada kentin gece hayatı neredeyse yok diyebiliriz.


Doğu Roma'nın 13. yüzyıldan sonra yıkılma sürecine girmesi sonucu doğudan gelen Osmanlılar 15. yüzyılda bölgeyi ele geçirmiş, Arnavutlar'ın ulusal kahramanları Gjergj Kastrioti'nin (İskender Bey) önderliğinde 40 yıldan fazla süren direnişini kırıp bölgeyi 1478'de ele geçirmişler. Bu gelişmeler yüzbinlerce Arnavut'un İtalya'ya ve özellikle Sicilya ve Kalabriya bölgelerine göç etmesine yol açmış. Tiran'ın mekezindeki İskender Bey Meydanı adını bu tarihi kişilikten alıyor. Meydanda bir de İskender Bey heykeli bulunuyor.

CİĞERİ VE KALDIRIMLARI

Tiran, Avrupa'nın en büyük teleferiğine sahip... Uzunluğu 4 bin 300 metre... Bazı arkadaşlarımız korksa da teleferikle güzel bir yolculuk yapıyoruz. Zirveye çıkarken gördüğümüz manzara muhteşem. Bütün kent ayaklarımızın altında... Arnavutluk'un nüfusu İzmir'den az. İzmir'de yapılması planlanan teleferiğin uzunluğu bunun ancak dörtte biri... Buna rağmen başkentlerine bu kadar uzun bir teleferik yapabiliyorlarsa, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin ve kent yöneticilerinin bunun bir kez daha düşünmesi lazım. Doğru dürüst hazırlanamayan bir ihale şartnamesi yüzünden teleferik yıllardır bekliyor. Bu işi yapmak, bu işi yapabilecek kadroları oluşturmak ne kadar zor olabilir ki!.. Hata bir ya da iki kez olabilir ama böyle bir kurumda 5 kez olmamalı...

Arnavutluk denince aklımıza ilk gelen Arnavut ciğeri ve Arnavut kaldırımları oluyor. Ama bunların tamamen efsane olduğunu öğreniyoruz. Çünkü bunlardan Arnavutlar'ın haberi bile yok. Hatta onlar Arnavut kaldırımına Türk kaldırımı diyorlar. Bunu duyunca kafamız iyice karışıyor. Sonra öğreniyoruz ki Osmanlı'da yolları yapanlar daha çok Arnavut kökenliymiş. Arnavut kaldırımlarının ismi de oradan geliyor. Tabii ciğer için de benzer bir mantık yürütülebilir.

ENVER HOCA'NIN İZLERİ

17. yüzyıldan sonra diğer Balkan milletleri gibi Arnavutlar da Müslümanlığı kabul ettiler. Ancak Arnavutlar Müslüman olunca, Rumlar, Gürcüler, Çerkezler, Lazlar vb. gibi Türkleşmeyip, Arnavut kültürünü ve soylarını inatla korudular ve İstanbul saray yönetiminde sadrazamlık, paşalık, valide sultanlık gibi pek çok mevkiyi 17. yüzyıldan sonra diğer sayısız etnik gruba rağmen ellerine geçirdiler. (Osmanlı'da 35 Arnavut'un sadrazamlık yaptığı söyleniyor.) Bu sayede hem pozisyonlarını güçlendirmişler hem de kendileri için asimilasyonu en alt düzeyde tutmuşlar.

Arnavutluk'ta gezerken her ne kadar ülke halkı yönetimden, sokaklardan, binalardan silmeye çalışsa da 41 yıl bu ülkeyi yöneten Enver Hoca'nın izlerini birçok yerde görmek mümkün. Her şeyi silseler bile, sanırım uzun bir süre o dönemi yaşayan insaların belleklerini temizleyemeyecekler.

Enver Hoca, 1985 yılında kalp krizinden ölene kadar Arnavutluk Halk Cumhuriyeti'ni yöneten bir siyasetçi. Enver Hoca yönetimindeki Arnavutluk, Stalin döneminde Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği ile iyi ilişkiler içinde ve dışa açıktı. Ancak Kruşçev döneminden itibaren hemen hemen tüm ülkelerle ilişkilerini keserek kendine yetme politikası izledi. Ülkesini, 1967 yılında resmi olarak dünyadaki ilk ateist devlet haline getirdi.

İŞSİZLİK ÇOK YÜKSEK

Enver Hoca hakkında herkesten farklı bir zulüm öyküsü dinlemek mümkün ama en ilginci sanırım şu: Yurtdışından bir tanıdığınız size misafir olarak gelirse, onu bir tek "blok" adı verilen yeri (Tiran'ın en gelişmiş ve en temiz bölgesi) gezdirebiliyorsunuz. Başka bir semte götürmeniz yasakmış. Blok adı verilen o bölgeyi gezdik ve bugün en modern binalar ve kafeler orada bulunuyor. Hatta Enver Hoca'nın geçmişte yaşadığı ev de... Kentin arka sokakları ise varoşlardan oluşuyor.

Kosava ve Makedon'ya gibi Arnavutluk'ta da işsizlik çok yüksek. Giyim eşyaları pahalı, yiyecek ucuz. Burada da gençler işsiz olmalarına rağmen gün boyu kafeleri dolduruyor.


Ölümcül deney

ÜLKEYİ gezerken birçok yerde mantara benzeyen bir takım beton yapılar gördük. Meğer bunlar Enver Hoca zamanında işgal korkusuyla yaptırdığı güvenlik amaçlı siperlermiş. Arnavutluk'ta bunlardan yüzlerce var. Enver Hoca'nın bu siperlerin sağlamlığını kontrol etmek için siperleri inşa eden mühendisi içine koyup tanklara üzerine bomba attırdığı söyleniyor.

 


'Etle tırnak gibiyiz'

GEZİMİZ sırasında 60 yıllık Tiran Devlet Üniversitesi'ni de ziyaret ettik. Burada uluslararası üniversite olma hedefiyle kurulan Gediz, sınır ötesi projelerinden birine daha ilk adımını attı. Gediz Üniversitesi, Arnavutluk'un en köklü bilim kurumu Tiran Devlet Üniversitesi'yle protokol yaptı. Genel Sekreter Adnan Yeşildal ve Rektör Yardımcısı Doç. Dr. Ervin Demo'nun attığı imzalarla 2 kardeş ülke arasındaki ilişkilere bilimsel katkı koymanın yolu açıldı.
Yeşildal, Tiran Devlet Üniversitesi'yle önümüzdeki günlerde rektörler düzeyinde daha kapsamlı bir anlaşma imzalayarak, iş birliğini öğrenci-akademisyen değişimi ve birlikte kültürel programlar düzenlemenin ötesine taşıyacaklarını söyledi.
Arnavut bilim adamı Doç. Dr. Ervin Demo da İzmir'i kendilerine hep yakın gördüklerini ifade etti. Demo, Arnavutluk'ta yaşayan birçok kişinin İzmir'de ve Ege'de akrabaları olduğuna dikkat çekti, "Gediz Üniversitesi'yle yaptığımız anlaşma, bu nedenle büyük önem taşıyor. Biz etle tırnak gibiyiz, artık daha yakın olacağız. Beraber güzel işlere imza atacağımıza inanıyorum" diye konuştu.

 


Gediz Üniversitesi'yle Tiran Devlet üniversitesi arasında da kültürel ilişkilerin geliştirilmesini amaçlayan anlaşma imzalandı.

 

Gezi notları

-           Balkan Yarımadası'nda ülkenin komşuları, kuzeyde Karadağ, kuzeydoğusunda Kosova, doğusunda Makedonya ve güneyinde Yunanistan. Ayrıca ülkenin batıda Adriyatik Denizi ve güneybatıda İyon Denizi'ne kıyısı var. İyon Denizi ile Adriyatik Denizi arasındaki Otranto Boğazı'nın karşısındaki İtalya'ya uzaklığı 72 kilometre kadar.

-           Türkçedeki Arnavut kelimesi bir güney Arnavut (Toska) boyu olan 'Arvanit'lerin Türkçeleştirilmiş şekli. Orta Çağ'da Arnavutlar antik İlliryalılar ve Pelasglar isimlerinin yerine Arber, Arberesh, Arbanon, Arbanoi isimleriyle anıldılar. Yeni Çağ'da ise Arnavutlar ülkelerine kartallar ülkesi anlamında Shqiperia (Şkipria) şeklinde adlandırıyor. Diğer çoğu dünya dillerinde ise 'Albania' kelimesi kullanılıyor. Nitekim Latince "alba" yüksekte duran, demektir. Arnavutluğa "Albania" ve Arnavutlara "Albanian" deniyor.

-           Arnavutlar, Avrupa'nın en eski halklarından olduklarını, ayrıca milli kimliğini dinsel farka dayandırmayan tek Balkan milleti olduklarını söylüyor.

-           Para birimi Lek.

 


Yorumlar - Yorum Yaz
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.222232.3513
Euro35.110935.2516
Ne güzeldir,sessizlikte birlikte olmak
Daha da güzeldir, gülmek birlikte
Cennetin ipekten şalı altında
Yosunlara ve kayın ağaçlarına yaslanarak,
Kahkahamız kadar yüksek sesli olduğunu dosluğumuzun
Gösteriyor dişlerimizin beyazlığı.
F. Nietzche