Büyüklere masallar
Hayal dünyanız ne kadar geniş? Masallarla ne kadar ilgilisiniz? Yıllar önce izlediğim ama geçtiğimiz günlerde tekrar renkli evrenine dalıp hafızamı tazelemek istediğim Büyük Balık’ı seyrettim. Big Fish (2003), yönetmenliğini Tim Burton’ın yaptığı, gerçeklik ve hayal gücünün iç içe geçtiği duygu yüklü bir film. Daniel Wallace’ın aynı adlı romanından uyarlanan filmde, hayatı boyunca oğluna sürekli olağanüstü ve inanılmaz hikâyeler anlatan Edward Bloom adlı bir adamın hayatına odaklanılıyor. Filmde, Edward’ın oğlu Will Bloom, artık büyümüş ve babasının anlattığı bu masalsı öykülerin gerçekliğini sorguluyor.
Siz de size anlatılanları sorgular ve gerçekliğini araştırır mısınız? Devlet baba da bazen bize masallar anlatıyor. Onlar ne kadar doğru olabilir?
Edward ölüm döşeğindeyken Will, onun geçmişini araştırmaya başlar ve babasının hikâyelerinde ne kadar gerçeklik payı olduğunu anlamaya çalışır. Filmde Edward’ın gençliği, devlerle, cadılarla, devasa balıklarla dolu bir yolculuk olarak anlatılır. Tüm bu anlatılar, Edward’ın hayata bakışını ve oğluyla kuramadığı bağı sembolik olarak ifade eder. Yaratılan masalsı dünya ile hayatı anlamlandırmaya çalışan Will ile birlikte baba-oğul ilişkisinin dışında ölüm, yaşam ve hatırlama biçimi temalarını görürüz.
Bilinenin aksine masallar geçmişte yetişkinler için anlatılıyordu. Yazıya geçirilmeden önce sözlü gelenekte yer alan bu hikâyeler; toplumun değerlerini dillendirmek, eğlendirmek, ders vermek ve zaman geçirmek amacıyla aktarılırdı. Bunlardan en çok bilineni, kökeni MÖ 9. yüzyıla kadar uzanan 1001 Gece Masalları… Masalların özellikle çocuklara yönelik yazılması 17. yüzyılın sonlarında başladı. Grimm Kardeşler gibi derleyiciler, 19. yüzyılda halk masallarını yazıya geçirirken bazılarını yumuşatarak çocuklara uygun hale getirdiler. Onlardan bazıları ‘Kırmızı Başlıklı Kız, Uyuyan Güzel, Parmak Çocuk, Çizmeli Kedi’ydi… Ama masalların orijinal halleri çocuklardan çok büyükler içindi.
Bugün büyüklere masallar anlatılıyor mu?
Evet anlatılıyor.
Kimini siyasiler anlatıyor kimini masal anlatıcıları…
Ben de anlatıyorum ama benim masallarım babam için.
Babam bir süredir hafızayla ilgili sorunlar yaşıyor. O, demans ve Alzheimer olan dünyadaki 55 milyon, Türkiye’deki 1 milyon insandan biri. Dünya Sağlık Örgütü dünyada bu sorunun yaşayanların sayısının 2030'da 75 milyona çıkabileceğini söylüyor.
Özellikle yaşlı bireylerde düzenli masal anlatımı veya dinlemesi, nörolojik bağlantıları korumaya yardımcı olur. Masal anlatıcılığı, hafıza ve zihinsel esneklik üzerinde doğal ve güçlü bir uyarıcıdır. Bu yüzden hem çocuk eğitiminde hem yaşlı bakımında terapötik bir araç olarak kullanılması giderek yaygınlaşıyor.
Ben masal konusunda çok iyi değilim. Şimdilik babama anlattığım masallar; aşmamız gereken kimi engeller, kentsel dönüşümdeki bir türlü bitemeyen evimiz ve benim evlilikle ilgili düşüncelerim üzerine olanlar. Ama söz veriyorum, kendimi daha çok geliştireceğim.
Tabii bir yandan bundan daha fazla insanın da faydalanmasını istiyorum. Bu yüzden de bir süredir Uluslararası Mitoloji Film Festivali çatısı altındayım. Bu yıl 22 Eylül’de başlayacak olan festival pek çok hikayeyi ve miti, 5 şehirde, farklı mekanlarda insanlarla buluşturacak. Festival, İzmir’de 22-23 ve 24 Eylül, Aydın’da 25 Eylül, Manisa’da 26 Eylül, İstanbul’da 27 ve 28, Çanakkale’de 29 ve 30 Eylül’de olacak. Herkesi insanlığın ortak hikayesine ve zihinlerimizi tazelemeye davet ediyorum.