• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/ktdgokmen
  • https://api.whatsapp.com/send?phone=05347896126
  • https://twitter.com/Kucuktasdemir
  • https://www.instagram.com/gokmenktd/
  • https://www.youtube.com/channel/UC2oheUfhR7iDi5hqG-_1HfA?view_as=subscriber
Site Menüsü
Linkler
Site Haritası

Adı 'Sevgi' olsun (6)

Adı 'Sevgi' olsun

 

Gökmen Küçüktaşdemir 


Karar verdi ağlamayacaktı artık. Ağlamak kaybolan kızını geri getirmiyordu. Aylardır telefona bakmaktan yorulmuştu gözleri, kulakları istediği haberi duymuyordu. Evden çıkmaya hazırlanırken "Beklemek... Daha büyük bir işkence yok" dedi kendi kendine. Soluğu, Çiğli Karakolu'nda aldı. Nurdan, kızı Beste'nin ardından biriktirdiği tüm şüphelerini, korkularını, halüsinasyonlarını, umudunu, umutsuzluğu kustu, kendini sabırla dinleyen Komiser Emre'ye. Son cümlesini bitirirken hakim olamadı yine gözyaşlarına.

Kısa bir sessizliğin ardından Komiser Emre, "Ben de aslında biraz önce sizi arayacaktım. Dün gece kimliği belirlenemeyen bir başka ceset ulaştı elimize. Bir de onu görseniz iyi olacak" dedi. Ve sonra çaresizliğini anlatırcasına sergilediği yüz ifadelerinin ardından, "Elimizden geleni yapıyoruz. Siz merak etmeyin" diyebildi.

Bu arada daha önce Nurdan'a, İzmir Kemalpaşa'da bulunan ve kimliği belirlenemeyen bir cesedin fotoğraflarını göstermişlerdi. Fotoğrafın sahibi Sütçüler Köyü Spil Dağı yolundaki ormanlık alanda 2005 yılının Aralık ayında bulunmuştu. Jandarma, başı koparılıp karnı yarılan cesedin 25-26 yaşlarında olduğunu açıklamıştı. Bu onun kızı değildi. Zaten yaşları da tutmuyordu.
Bu kez Nurdan'a kızı Beste ile yaşıt olan bir başka kişinin fotoğrafları gösterildi. 20-22 yaşlarındaki cansız beden 19 Şubat 2006 tarihinde (yani bir gün önce) Çiğli'deki Atatürk Sanayi Bölgesi'nin bitimindeki sazlık alanda bulundu. 8 yerinden bıçaklanmıştı.
Korkarak baktı Nurdan tüm fotoğraflara ama bunlar da ona ait değildi. Bir an rahatladığını hissetti. 'O hala yaşıyor' diye mırıldanarak baktı Komiser Emre'nin gözlerinin içine. Emre irkildi, derinlerinde bir yere düştü bakışlar ve düştüğü yeri yaktı adeta.

Nurdan'ı artık beklemek yormuştu. Kızını kendi arayacaktı. Komiserin ağzından girip burnundan çıkarak polisin tuttuğu raporları aldı ve okudu. Raporlarda Beste ile ilgili bilgiler, çok sayıda kişiden alınmış ifadeler, Nurdan'ın evindeki bilgisayarın incelenmesinin sonuçları, bazı telefon ve internette yapılan görüşmelerin deşifreleri yer alıyordu. Nurdan, raporları dosya odasında tek başına okudu. Kızının raporunu okuduktan sonra gözü yanındaki açık olan dosya dolabına yöneldi. Kayıplarla ilgili dosyalar vardı bu dolapta. Ve dolabın üstünde de o gün ve daha önce kendisine fotoğrafları gösterilen mağdurların dosyaları. 'Sadece ben değilmişim' diye geçirdi aklından kim bilir onların aileleri neler yaşıyordu.
Kendi kızının ve öldürülen diğer iki kızın dosyalarını odadaki fotokopi cihazıyla çoğaltıp çantasına koydu.

Eve döndüğünde çok yorgundu hissediyordu kendini. Uzandığı yerde araştırmaya başlayacağı noktayı düşünüyordu. Başlamasına başlayacaktı ama nerden? Ona göre kızının evden kaçmış olması imkansızdı. Bunun için bir sebep yoktu. Kızıyla iki arkadaştan çok daha yakındılar. Yurtdışında işletme mastırı yapmaya hazırlanan Beste'nin uzun bir süredir bir erkek arkadaşı da yoktu. Nurdan, daha birkaç gün önce 5 yıldır Fransa'da yaşayan boşandığı eşiyle de telefonda görüşmüştü. Hiçbir zaman araları iyi olmayan baba kızın bir arada olacağını düşünmüyordu bile. Eski eşi Ceyhun, kızının kaybolması ile çok ilgilenmemiş ve kızının ortalarda gözükmemesini gençliğine bağlamıştı. Daha da ileri giderek, "Dönüp gelir, merak etme" demişti.

Nurdan, kendisine fotoğrafları gösterilen kişilerin bulunan cesetleri ile kızının kaybolmasının birbiriyle ilintili olduğunu düşünüyordu. Öldürülen kızlar ile kızının yaşı birbirine çok yakındı. Ve her iki olayda da suç aleti bir bıçaktı.

Bir dişçi olan Nurdan ertesi gün muayenanesindeki işlerini erkenden bitirerek Kemalpaşa'da öldürülen ilk mağdurun bulunduğu yere gitti. Önce bölgedeki jandarma ile daha sonra da halkla konuştu. 'Kesik baş' çoktan bölgede bir efsane olmuştu. 5 gün boyunca civardaki çok sayıda insanla görüştü ama kimse sorularına net yanıtlar vermiyordu.

Bu arada Komiser Emre, cesaretine, motivasyonuna ve kızına olan bağlılığına hayran kaldığı Nurdan'ı sürekli arıyor, bilgi alıyor, uyarılarda ve yönlendirmelerde bulunuyordu. Bir gece Emre ve Nurdan yaşananları değerlendirmek için Kordon'da bir kafede buluştu. Nurdan, yaşını hiç göstermeye çok güzel bir kadındı. Çift, uzun uzun sohbet etti, yeni çareler aradı. Emre her geçen gün karşısındaki kadına daha yakınlaştığını hissediyordu. Polis ve mağdur ilişkisinden daha çok yavaş yavaş iç içe geçiyordu hayatları. Sonuçta her ikisinin başından birer evlilik geçmişti. Ve her ikisinin de o günlerde birlikte olduğu bir insan yoktu. Belki korunma güdüsüyle belki bir başka nedenden dolayı Nurdan da bu yakınlaşmayı fark etmesine rağmen kendini geri çekmedi ama kafasını meşgul eden şey öncelikle kızıydı...

Emre konuşmaları sırasında Beste'nin fotoğraflarını çoğaltıp şehrin sokaklarına asmayı önerdi. Oysa birden ellerinde Beste ile ilgili hiç fotoğrafın olmadığı aklına geldi. Sadece annesinin tarifiyle çizilmiş bir robot resim vardı. Polis tüm araştırmasını bu robot resim üzerinden yapıyordu. Kızın kaybolmasıyla birlikte sanki tüm fotoğraflar da yok olmuştu. Bir ehliyeti yoktu. Doğduğunda çıkartılan ve bir daha yenilenmeyen nüfus kağıdı da fotoğrafsızdı. Nurdan, Emre'ye kızının mezun olduğu Ankara Gazi Üniversitesi'nde evrakların bulunduğu bölümde çıkan bir yangında belgelerin yanmış olduğunu, İnönü Lisesi'nde ise belgelerin üstünde hiçbir fotoğraf bulunamadığını söylemişti. İlkokul yaşlarındaki fotoğrafların ise hiçbir işe yaramayacağını düşünmüşlerdi. Bunun üzerine onlar da polisin kullandığı robot resmi çoğaltma kararı verdiler. Ayrıca kaybolan kişilerin ailelerinin kurduğu bir internet sitesi vardı. Oraya başvurmaları da belki netice verebilirdi. Gerçi şimdiye kadar çıkan gazete haberlerinden ve ilanlardan hiçbir sonuç alınamamıştı.

Nurdan, kendi işyerini açmadan önce çeşitli devlet hastanelerinde görev yapmış bu nedenle pek çok şehirde yaşamak zorunda kalmıştı. Bu kadar dolaşmanın neticesinde ise kızının fazla arkadaşı olmamıştı. Var olanlara da polis bir türlü ulaşamıyordu.


Nurdan, yeni hedefini Çiğli ve Karşıyaka bölgesi olarak açıklarken Emre, Beste'nin dosyasını bir kez daha bakmak için eve götürdü. Komiser Emre, incelediği telefon konuşmalarının deşifresinde Beste'nin uzun süredir konuştuğu birkaç isim tespit etti. Öncelikle bu isimleri bulmalıydı.

Ertesi gün Emre iş çıkışında, Nurdan'ın evine gitti. Nurdan, Emre ve kendisi için nefis bir sofra hazırlamıştı. Nurdan mutfakta yemeklere bakarken Emre, telefonun yanındaki küçük defteri fark etti. İçinde telefonların yer aldığı defterde dünkü deşifreleri okurken ismi geçen şahısların numaralarını aradı gözleri. Evet, 2 kişinin numarasını bulmuştu hemen onları bir kağıda kaydetti. O gece Emre, Nurdan'a bu olaydan hiç bahsetmedi. Nurdan'ın bu isimlere kendisinden önce ulaşmasını istemiyordu.

Sabah olduğunda ilk işi bu iki kişiyi yakalatıp merkeze getirtmek oldu. Emre, 2 saat boyunca Ercan ve Alper adlı birbirini hiç tanımayan bu iki genci sorguladı. Biri en son 2 gün önce biri de 4 gün önce Beste ile konuştuklarını söylüyordu. "Nasıl olur" diyordu "Bu kız aylardır kayıp." 29 yaşındaki Alper suçlandığı olayın boyutunu anlayınca "Biz yarın onunla görüşmek için sözleşmiştik. İnanmıyorsanız gelip görürsünüz" dedi. Emre ise, "Tamam ama bu gece bizim misafirimizsin" diye yanıtladı.
Emre ertesi günü iple çekiyordu. Buluşma saat 17.00'de olacaktı.

Emre ile Nurdan akşam telefonda görüştü. Nurdan, telefonda kendini çok kötü hissettiği için psikoloğuna gittiğini anlattı. Daha sonra da kızının dolabındaki bazı eşyaların eksildiğini fark ettiğini söyledi. "Demek uzun zamandır bir uzmandan destek alıyor" diye aklından geçiren Emre, birden Nurdan'ın evine gittiğinde gördüğü ilaçları düşündü. O ilaçların hepsi de ağır depresyon geçiren ve uykusuzluk yaşayan insanların kullandığı türdendi. Eşyaların kaybolması ise çok ilginçti. Acaba kız eve hala girip çıkıyor muydu? Emre telefonu kapattıktan sonra kendi kendine, "Her şey yarın ortaya çıkacak merak etme sevgilim" dedi.

Ertesi gün polis buluşma noktasında pusu kurmuştu. Alper sıkıntılı ve sabırsız bir şekilde Beste'nin gelmesini bekliyordu. Şimdiden 10 dakika geçmişti. Geçen her dakika Alper'e bir ömür gibi geldi. Artık ne olacaksa bir an önce olsun istiyordu.

Emre de çok sabırsızdı. Sürekli saatini kontrol ediyordu. Biraz sonra bir kadın geldi ve Alper'in masasına oturdu. Polis, Alper ilk siparişini verene kadar bekleyecekti. Eğer, Alper kendine dondurma söylerse beklenen misafir gelmişti. Yok, içecek bir şeyse masaya gelen bu beklenen kişi değildi. Sürpriz bir konuktu. Biraz sonra garson siparişleri getirdi. Masada iki bardak dondurma vardı. Polis de, az sonra masanın etrafını sardı.

Emre, şoke olmuştu. "İyi ama sen nerden çıktın" dedi masada oturan Nurdan'a ismiyle hitap ederek. Alper hemen araya girerek, " Onun ismi Beste, Nurdan nerden çıktı" dedi. Nurdan, olduğu yere çöktü. Bayılmıştı. Hemen hastaneye kaldırıldı. Nurdan'ın çantasını Emre aldı. Bir süre sonra çantanın içini kontrol ederek içinde bir psikoloğa ait kartvizit buldu. Bu geçen gün Nurdan'ın bahsettiği uzman olmalıydı. Hemen onu aradı ve durumu kısaca anlatıp kendisini Nurdan'ın kaldırıldığı hastaneye davet etti.

Emre, ismi Seval olan psikologla 2 saat görüştü. Bu sırada Nurdan hala baygın yatıyordu. Doktorlar Nurdan'ın bir travma geçirdiğini söylediler. Seval ise Nurdan'ın 2 yıldır hastası olduğunu ve bir kişilik bölünmesi sorunu ile karşı karşıya olduklarını anlattı. Seval'in açıkladıklarından sonra Emre aslında Beste diye bir kızın var olmadığını anladı. Nurdan, çocuklarını çok sıkı disiplin altında yetiştiren bir ailenin iki çocuğundan biriydi. Üniversiteyi bitirir bitirmez evlenmişti. O yıl önce ablasını, sonra da babasını böbrek yetmezliğinden kaybetti. 1 yıl sonra bir kızı olmuş ama o da çocuk 3 yaşındayken geçirdikleri trafik kazasında annesiyle birlikte ölmüştü. Kocası ise bu olaylardan 2 ay sonra kendisini aldatarak bir başka kadınla kaçtı. Ancak yıllar sonra boşandılar. Bütün bunları arka arkaya yaşayan Nurdan bunalıma girmişti. Tüm acılarını aslında yaşamayan kızı Beste'yle paylaşmaya başladı. Bir süre sonra hayalle gerçek, anneyle kızı rolleri birbirine karıştı. Nurdan, çift kişilik, yalnız bir dünya kurmuştu kendine.

Birkaç yıl düzelemeyecekti Nurdan. Emre ise Nurdan'ı kaldığı Manisa Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'ne ziyaretlerini sürdürdü. Nurdan'ın aslında bir tek ilacı vardı o da sevgi. Emre de bunu biliyordu. Emre ve Nurdan 3 yıl sonra evlenecek bir de kızları olacaktı. Kızlarının adını şimdiden belirlediler. Kızın ismi Sevgi olacaktı.

 

Not:

Bu hikayede Nurdan karakterinin incelediği kayıp iki kişiyle ilgili tüm bilgiler gerçektir. Bu iki olayın dışındakiler ise tamamen kurgudur.

 

 


Yorumlar - Yorum Yaz
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.663034.8019
Euro36.413536.5594
Ne güzeldir,sessizlikte birlikte olmak
Daha da güzeldir, gülmek birlikte
Cennetin ipekten şalı altında
Yosunlara ve kayın ağaçlarına yaslanarak,
Kahkahamız kadar yüksek sesli olduğunu dosluğumuzun
Gösteriyor dişlerimizin beyazlığı.
F. Nietzche